2/7

Hikaye ve Künye

Bundan yıllar yıllar önce küçük bir telkari dükkanın içinde; kendisi küçücük, yaptığı iş büyük mü büyük bir telkari ustası yaşarmış. Bu Ustanın adını civarda bilmeyen yokmuş. Uzak diyarlardan gelipte, Buranın en iyi telkari ustası kim diye sordular mı. bütün parmaklar tereddütsüz Sami Ustanın bu küçük dükkanını gösterirmiş. Gel zaman git zaman, hayat nasıl bütün insanlara adil davranmıyorsa; Sami ustaya da davranmamış ve Sami ustanın yavaş yavaş gözleri keskinliğini kaybetmeye, elleri eski hünerinde olmamaya başlamış. Usta bunu fark edince yanına çırak alıp işi onlara öğretmeye karar vermiş. Hikaye bu ya Bizim Recep ile Bayram’ın yolları böylece kesişmiş.

Daha on yaşlarında Sami ustanın yanına verilen bu iki çocuk. o yaşta nereden bilsinler ki yıllar sürecek bir hakayenin ana kahramanı olacaklarını. Sami ustanın yönlendirmesi ile başlamışlar eli işi göz nuru sanatlarına. Ama bir yerde birden fazla insan olurda rekabet olmaz mı hiç? Ah Sami usta nereden bilsin ki iki çocuğunda bir birinden inatçı, bir birinden kurnaz olduğunu. Gül gibi birlikte geçinmek varken bizimkiler başlamışlar bir birleri ile rekabete. Biri papatya yapıyorken, diğeri gül yapmış. Biri bilezik yapıyorken diğeri kolye yapmış, biri gözün görebileceği en küçük işlemeyi yaparken, diğeri daha da küçüğü için uğramış. Namları bütün Mardin’e yayılmış. Nasıl yayılmasın koskoca Sami Ustanın iki çırağı! Herkes onlardan çıkacak işleri beklerken, çıka çıka iki rakip çıkmış. Mardin halkıda bu fırsatı kaçırır mı hiç? Körüklemişler bu rekabeti körükleyebildikleri kadar.

Videolar

Karakterler